Şêx Şerîf adını 1920'li yıllarda Kemalistlerin nefret ettikleri ilk 20-30 Kürt ismi arasında bulabiliriz. Mustafa Kemal'in Kerrê Sîyêxî'de Rusları durduran Kürt Alayı'nın zaferini kendi hanesine kaydetmesi fırsatçılığın dik alası ve Kürd'ü küçük düşürme politikasının en açık delili idi. Şêx Şerîf'in dene-öğren ve fiiliyata dök metodu ile Türkçülük zihniyetini kavradığı açıktır.
Bu gerçeğin ışığında bütün düşüncesi ile Kürdistan'ın kurtuluşuna kilitlendiğini ben değil Kemalist zabitlerin kendileri söyler. Bunu kitabın metni içinde de bulabilirsiniz. Oysa Rus Savaşı'nda Kürtler namus saydıkları topraklarını insanlarını ve kimliklerini korumuş bunun için canla başla çalışmışlardı. Açlıktan çarıklarını suda kaynatıp yiyen buna rağmen insan üstü bir gayretle çarpışan üç cephedeki Kürtlerin üç alayını biliyoruz. Kürt Alayları'nın zaferinden sonra Bitlis'te saklandığı yerden çıkan ve Kürtler'i ben kurtardım! diye böbürlenen Kemal'in 'sahte kahramanlığı'nı kimse unutmaz.
Bu kitap bütün yönleri ile Şêx Şerîf'i anlatırken hiç bir abartıya ve eksik anlatıma yol açmayacak tespitleri kullanacaktır. Şahitler belgeler mahkeme zabıtları ve gücünün yettiği kadar onun yarattığı eserleri benim için yol gösterici olacaktır.
Faydalı olacağı umuduyla...
-Dr. Aşavan Siraç Kekuyon (Dr. M. Siraç Bilgin)