Sağ ve sol kavramlarının Türkiye'deki temel siyasi bölünmeyi ne kadar açıklayabildiği meselesi öteden beri tartışılmıştır. Türkiye'nin tarihsel ve sosyolojik gerçekliği bu kavramların Batı'dan farklı bir şekilde yerleşmesine sebep olmuştur. Soğuk Savaş yıllarında daha çok ve bilinçli olarak kullanılan bu kavramların Türkiye'de yakın dönem siyasetinde eskisi gibi vurgulanmadığı da dikkat çekmektedir. Yine de Türk Sağı denildiğinde çok partili hayat boyunca Cumhuriyet Halk Partisi karşısında konumlanan ve buna bağlı olarak 1960'lı yıllarda sosyalist solun ve CHP'de Ortanın Solu hareketinin yükselişi karşısında bulunan bir gelenek akla gelmektedir. Bu gelenek siyaset adamları ve siyasi partilerin ötesinde zengin bir düşünce birikimine de sahiptir. Bu çalışma Serbest Cumhuriyet Fırkası'ndan Adalet ve Kalkınma Partisi'ne kadar devam eden tarihsel tecrübenin sürekliliklerini ve kırılmalarını görüşler kişiler olaylar ve siyasi partiler bağlamında sosyolojik bir bakış açısıyla anlama çabasındaki yazılardan oluşmaktadır.