Jêhat; derin bir kuyuyu andıran simsiyah baktığında karşısındakinin bakışlarının ardındaki gerçekleri görebileceği hissini uyandıran anlamlı bir o kadar da etkileyici gözlere sahipti. Jêhat;la konuşurken insan o gözlere bakıp da içindeki gerçeklikte kaybolmamak için çabalarken bulurdu kendini. Onun karşısında dürüst olmamak hakimin karşısında işlemediğin bir suçu kabul etmeye benzerdi. Uzun boyuyla girdiği kalabalıkta hemen fark edilir kızıl kahverengi gür saçlarının kendilerine has karakterli duruşu Jêhat'ı diğer delikanlılardan ayırmaya yeterdi. Jêhat'ın güneşten dört mevsim yanık teni yüzüne biraz büyükçe gelen burnunu gölgeliyor cildinin rengiyle tezat oluşturan bembeyaz dişleri nadir de olsa gülümsediğinde kendini gösteriyordu. Jêhat dış görüntüsünü babasından almış olsa da karakteri tıpkı annesi gibiydi.