Herkesin bir adası vardır içine kapandığı. Acımasız dünyaya son feribot ile kapılarını kapattığı anahtarı sadece kendinde olan bir gizli kutu. Çakıl taşlı bir sahilde yürümenin verdiği hazzın ötesinde nefes alıp vermek gibidir adada olmak. Oraya aitsindir çünkü. İçinde kopan fırtınaların tek sığınağıdır köhne bir liman. İğde ağacının gölgesinde ağlayan kayaların dibinde yüzmeyi öğrenen o çocuğu izlersin gülümseyerek. Eylülle başlayan sonbahar rüzgârları koca çınardan nice yaprak düşürür demli çayını yudumlayanların masasına umarsızca. Hikâyeler takip eder seni anne şefkati sıcaklığında. Baba evinin kerahet vakti geldiğindeyse alırsın sofradaki yerini herkesten önce...
Zehra Akca Mustafa Emre Çınar Eyüphan Erkul Pınar Gezgen Zeynel Tolga Gürer Nejat Işık Hıdır Kayhan Yüksel Pazarkaya Orhan Şevki Semra Askeri Uzuner Hasan Yurtcan ve Hüseyin Can Yücel doğdukları sonradan yerleştikleri veya kopamadıkları adalarını kendi pencerelerinden yazarak ada söylencesine katkı sundu.
12 adanın hikâyesi bu kitapta toplandı.