Hava çok soğuktu; fırtınayla birlikte kar yağıyordu. Ortalık kararmıştı. Yılın son günüydü. Bu dondurucu soğukta üstü başı perişan zavallı bir kız çocuğu sokaklarda dolaşıyordu. Ayakları çıplaktı. Oysa evden çıkarken ayaklarında eski de olsa bir çift terlik vardı. Ama terlikler ayaklarına o kadar büyük geliyordu ki bir kaldırımdan öbürüne geçerken düşürüp kaybetmişti.