Bir seyyahın pandemiyle sınavı. Türkiye'nin tarihi ve doğal güzelliklerini karış karış gezerek zamanının çoğunu arkeolojik alanlarda doğada ve dağlarda fotoğraf çekerek geçiren Yavuz Çekirge'nin 2020 ve 2021 yıllarına damgasını vuran seyahat kısıtlamaları nedeniyle yaşadığı "ev hapsi" bu kitapta öne çıkan konulardan biri.
Kent yaşamının farklı sesleri bir uğultu halini alıp kulaklara dolmaya başladığında kentin kıyısından köşesinden ve derinliklerinden gelen seslere alışkın olmayanlar için o bitişik düzen apartmanlardan yükselen sesler tahammül edilemez hale geldiğinde doğaya çıkma zamanının geldiğini anlar insan.
Fakat suni gündemlerle "post truth" demeçlerle ve kısıtlamalarla yaşadığımız bir ortamda bunun mümkün olmadığını belirten Yavuz Çekirge böylesi dönemlerde edebiyat sanat doğa ve sosyal konuların önemsiz hale geldiğini dile getiriyor.
Tabii her şeye rağmen "bu kâbus dolu günleri" atlatmanın bir yolu olarak kent içinde günlük yürüyüşler yaptığını belirten Yavuz Çekirge bu vesileyle flanörlük kavramını irdeliyor.
Kitapta ayrıca Anadolu tanrıça kültleri antik kentlerde görülen kutsal yapıların kaç yıl süreyle insanların ibadetlerine hizmet ettikleri araştırılıyor.
1970'li yıllarda bir efsane halini alan "Hipi Yolu" da bu kitabın önemli makalelerinden biri.
Siyasetin iç karartıcı makalelerinin yanı sıra doğa katliamlarının da dile getirildiği Seyahatnâme 7 bir "yürüyüş" kitabı.