Altı yıldır devam etmekte olan acımasız bir savaşın ortasında Petrus adlı meçhul bir adam çıkagelir ve iki komutanı şiirin hüküm sürdüğü büyülü çayların içildiği elflerin yaşadığı sislerle kaplı bir garip diyara götürür. İnsanların ve elflerin kaderini belirleyecek nihai savaş yaklaşmaktadır.
Zamanların ötesinden seslenen diliyle gerçekle olağanüstü arasında gidip gelen Bir Garip Diyar lirik sembolik şiirsel mizahi gizemli dünyasıyla hem bir macera romanı hem efsanevi bir anlatı; bir yandan hayal gücüne ve rüyaya bir çağrı bir yandan insanlığın kendi kendini yok etmekte olduğu dünyamıza dair bir tefekkür.
Kirpinin Zarafeti'nin yazarı Muriel Barbery'den Elflerin Yaşamı ile de akraba yarı mitolojik bir roman...
"Savaş tüm şiddetiyle ortalığı kasıp kavurur ve canlar yitip giderken kimin büyük Kitapları düşünecek vakti olur ki? Yine de onların sayfaları yerin ve göğün ezgisine karışır ve savaşın ortasında dahi seslerini duyurur."