SUNUŞ
Ekrem İmamoğlu
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Sevgili Dostlarım
Sinema sektörü için İstanbul hiç şüphesiz çok güzel bir plato olma özelliği taşır. Denizi kıyıları boğazı muhteşem doğası tarihi camileri surları sembolleri silueti ve daha pek çok özelliğiyle sadece yerli sinemanın değil dünya sinemasının da ilgisini çekmiştir her zaman. Bu anlamda İstanbul dünyanın en fotojenik şehirlerinin başında gelir. Zaman zaman yıllar öncesinin filmlerine baktığımda İstanbul'la ilgili görüntülerde âdeta kendimi kaybeder sanki zaman tünelinde geziniyormuşçasına o yılların içinde bulurum kendimi. Ve o anı yaşar mutlu olurum. Bu hazzı tarif etmek imkânsız gibi...
Türk sineması başlangıç yılı kabul edilen 1914'ten bu yana yaklaşık 7 bin film üretmiş. Ve bu filmlerin yüzde 80'inde İstanbul ana mekân olmuş. İşte bu istatistiki bilgiler İstanbul'un nasıl bir sinema kenti olduğunu göstermeye yeter. Sinemamızın 107 yıllık tarihi bir film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçtiğinde; İstanbul tüm güzelliği ve heybetiyle cadde meydan ve sokaklarıyla gündüzü ve gecesiyle yaşadığı tüm değişimlerle benzersiz bir beyazperde silueti olarak belirir karşımızda.
Sinema dünyasında "Fransız filmi Paris'te Amerikan filmi New York'ta Türk filmi İstanbul'da geçmelidir" şeklinde genel bir kabul söz konusudur. İşte elinizdeki kitap bu yaklaşımın somut örneklerinin izini sürüyor ve bir tür kayıt oluşturuyor.
Türk Sinemasında İstanbul başlangıcından 2020'li yıllara uzanan süreç boyunca İstanbul'un yerli film arşivine yüzlerce örnekle nasıl yansıdığını konunun uzmanı İstanbul'u ve sinema sanatını çok iyi bilen yazarların kaleminden çıkan on üç başlık altında inceliyor. Ve ulusal sinemamızın İstanbul'u nasıl resmettiğini kameranın yedi tepeli kentimizin hangi sokaklarına mahalle ve caddelerine girdiğini anlatmaya gayret ediyor...
Unutulmayan Yeşilçam oyuncuları anıları romantizmi realitesi iç göçün sinemadaki temsil biçimleri aşkları renkli karakterleri ya da emekçileri çocukların İstanbul'u benzersiz bir dekor olarak Tarihî Yarımada'nın filmlere kattığı o derinlik ve kentsel değişimin beyazperdeye yansımaları... Kısaca İstanbul ve sinema ilişkisi bugüne dek ele alınmamış ayrıntı ve boyutlarla yer buluyor bu kitapta. Değerli bir araştırma. Çok ilgi göreceğini ve önemli bir boşluğu dolduracağına inanıyorum. İstanbul ve sinema birbirine o kadar yakışıyor ki... İyi okumalar diliyorum.
Sevgi ve saygılarımla