Güneş geceyi süpürmüş karanlık pılısını pırtısını çoktan toplayıp gitmişti.
Bebek sırtlarında ki dairenin kalın ve değerli perdelerinin arasındaki dört parmak aralığın arasından sızan yalımlar yeni pedükürlenmiş sağ ayağın üzerine kılıç gibi indiğinde uykunun derinliklerinde ki kadın önce rahatsız olup gözlerini açmadan elini uzatarak ayağını kaşıdı ancak fayda etmeyince ayağı geri çekip büzülerek cenin vaziyetini aldı. Rahatsız olmuştu ve artık uyuyamazdı.
Perde tarafına dönüp açtığı iri ela gözleriyle aralığa bakıp kendince sunturlu bir küfür savurdu ve tekrar yumduğu gözlerini az evvel gördüğü rüyayı bulabilme umuduyla kafasının içlerine yönlendirdi.
Hande elini tekrar kaşınan ayağına uzattığı sıra ne yapsa ne etse de uyuyamayacağını iyi biliyordu; huyu böyleydi ve bir uyandı mı bir daha uyuyamazdı.