"Kendimi o kadar güçlü hissediyordum ki dünyayı yerinden oynatabileceğimden emindim ve o an annemi bulacağıma dair yemin ettim. "Anne! Seni bulacağıma söz veriyorum. Ömrümün sonuna kadar bu sözümü tutmak için çabalayacağım ve asla pes etmeyeceğim. Seni bulacağım anne! Bu işin gizemini er geç ortaya çıkaracağım!" Bunu bağırarak söylediğimin farkında değildim ama bunun bir önemi yoktu. Önemli olan tek şey annemi nasıl bulacağımdı. Bir tarafım bu işi başaramayacağımı söylüyor diğer tarafımsa annemi ne olursa olsun bulacağıma inanıyordu.
Eğer annem burada olsaydı bana çok kızar "Ahenk on beş yaşında bir kız çocuğunun gecenin bu saatinde bu ıssız sokakta tek başına dolaşması kabul edilir şey değil!" derdi. Annemi düşününce içim burkuldu. Bir süre sonra annemin kan lekesiyle örtülü sokaktan ayrıldım ve bir telefon kulübesi aramaya koyuldum. Babama bir şekilde ulaşmam gerekti. O an annemi bulamayacak olsak bile beni buradan almalıydı. Sokakta ayyaşların olabileceği düşüncesi beni kendimi düşünmeye ve endişelenmeye itmişti."
Henüz 13 yaşında olan Fatmanur Meral bu kitabıyla ülkenin en genç yazarları arasına adını yazdırıyor. Kurmacadaki yeteneğini dili ustalıkla kullanabilme gücüyle birleştirerek her yaştan okurun soluk soluğa okuyacağı bir macera serisinin ilkini sunuyor.
"Sanatçı olunur mu doğulur mu?" diye kadim bir soru vardır ya hani... Fatmanur'u okuduktan sonra o sorunun cevabını biliyor olacaksınız.