En güzel renkleri kuşanıp
Topuklu ayakkabıları
Ve takım elbiseleriyle
Deniz manzarasıyla
Uzun toplantı masasında
Ezbere konuşan insanların
Çadır kentler diye isimlendirdiği
Ötekileştirdiği mülteci veya sığınma kampları
Önlerinde kirli yüzlü toprak kokan
Gözlerinde buna da şükür dedirten bakış
Yalın ayaklı çamur içinde koşuşturan çocuklar!
Sanki bu zorlu çile dolu gayrimeşru illegal
Kimliksiz bir hayat onların başına gelmemiş
Onlar hiç savaş katliam soykırım acı ve göç yaşamamış
Onlar için bulundukları atmosfer
Bir mülteci kampından çok uzaktı
Onlar resmi kurum kapılarına
Kamu dairelerine çok uzaktı.
Musul'dan Laliş'ten Herat'tan Gılgamış'tan çok uzaktı
İyi ki de uzaktı iyi ki de...
Orada bir umut vardı
Onlarca çocuktan ayrı
Bir yaşama umudu vardı!
Bir umudun anatomisi vardı!