Tasavvuf insanın dünyâya geliş amacını anlayıp bu amaç doğrultusunda hayatına yön verip dünyâdayken tekâmülünü tamamlayarak Allah Teâlâ'nın(cc) huzûruna ideal kul yâni insan-ı kâmil olarak varabilmek Allah'la(cc) yakın olabilmek Allah'ı(cc) içselleştirebilmek sanatıdır diyebiliriz. İnsan olma sanatı fikrî planda kolay gibi görünse de günlük hayatta tatbik edilmesi oldukça zordur. Çünkü hayat tekdüze değildir. İnsan her ân farklı bir imtihânla karşı karşıyadır. Bu süreçte karşısına çıkan her insan yaşadığı her olay hayat hikâyesini oluştururken önemli bir rol oynayacaktır. Sâdece karşısına çıkan insanlar ve yaşadığı olaylar değil bireyin bu olaylar karşısında takındığı tavır bakış açısı nefsiyle mücâdelesi de hayat yolculuğunu etkilemektedir. Hayat yolculuğu yaşanılan olaylara göre değişim göstermekte sevinmek-üzülmek sağlık-hastalık savaş-barış gibi birbirinin zıddı duygular ve olaylarla bâzen kolay bâzen zor olarak son nefese kadar devâm etmektedir. Tasavvuf insanın menzîle sağ salim ulaşabilmesi için ona yol gösteren bu zorlu süreci huzûrla selâmetle aşabilmeyi sağlayan ve başarılı olabilmenin yöntemlerini öğreten bir yoldur. Bu yolu doğru okuyup doğru uygulamayı başarabilenler hikâyenin sonunda Allah'ın(cc) huzûruna O'nun hoşnutluğunu kazanabilmiş olarak varacaklardır. Bu hoşnutluğu kazanmış kamil insanlardan biri olan Münir Derman da bilinmesi gereken yakın târihin nâdide şahsiyetlerinden biri olarak keşfedilmeyi beklemektedir. Biz bu çalışmada kendisini bir nebze de olsa tanımaya ve tanıtmaya çalıştık. Ancak pek çok eseri kayıp olduğu için daha detaylı araştırma ve incelemelerle ileride çok daha verimli çalışmalar yapılacağına inanıyoruz. Bizim çabamız bu deryâya bir damla katkı şeklinde görülebilir.