Tarihi kaynaklara yazma halde bulunan eserlere ulaşarak birincil kaynaklardan araştırma yapmak birçok bilim dalında özellikle de o bilim dallarının tarihleri bağlamında kaçınılmazdır. İslam kültür ve yazınıyla bir şekilde ilgili bulunan bütün dallarda ve tabi ki tasavvuf ve tarihi alanında bu zorunluluk kendisini daha çok hissettirir. Bu kaynaklar üzerindeki araştırmalar sayesinde ortaya çıkarılan bulgular belgeler ve sonuçlar tekrar tekrar değerlendirilmeyi gerektirebilir. Böylece ilgili bilim dalı hem gelişir hem bilgilerini günceller hem de yeni bilgilere ulaşmanın eşliğinde eksiklerini giderme varsa yanlışlarını düzeltme fırsatı yakalar.
Genelde İslâm tarihi özelde Selçuklu ve tasavvuf tarihi içerisinde hiç de azımsanmayacak roller üstlenmiş olan Mevlânâ Sadruddîn el-Konevî Ahi Evran gibi şahsiyetler hakkında yapılan araştırmalar özellikle Türkiyemizde her zaman rağbet görmüş ve birçoğu takdirle karşılanmıştır. Bu kabilden olmak üzere Anadolu Selçukluları dönemi ve hassaten Ahi Evran ve Ahilik hakkında yaptığı araştırmalarıyla tanınan Mikâil Bayram neredeyse ömrünün yarım asırlık bir kısmını bu uğurda sarfetmesi göz önünde tutulduğunda aynı takdire muhatap olmaktan uzak değildir.
Bu takdirle birlikte Tarih biliminin yöntemlerini de pratiğini de bilen ve anlatan Bayram'ın bazı çalışmalarında bunların gereğini yerine getirmediği görülmektedir. Ahi Evran ve Ahilik araştırmalarıyla ilgili eserlerinde daha çok fark edilen bu durum onun birincil kaynaklar üzerinden kasıtlı veya kasıtsız yaptığı bazı çıkarımların tespiti sonucunda somut örneklere kavuşmaktadır.
Amacımız yaklaşık yarım asırdır devam eden bazı bilgi yanlışlıklarını ve yanılgıları gidermek tahrif ve iftiraların nasıl ortaya atıldığını doğrusunun ne olduğunu belgeler eşliğinde ilgilenenlere göstermektir. Ümit ederiz ki bu çalışmada tashih edilmeye çalışılan görüş ve sonuçlar bunların sahibi tarafından da tashih edilir.