Bazı tanışmalar farklıdır.
Yağmurun dinmesini beklerken hiç aklında yokken gözleri usul usul kapanmaya hazırlanırken bir ses duyar Elanko. Biri ağaçtan yaprakların arasından ona seslenmektedir. Derken gizemli sesin sahibi ve Elanko sohbet etmeye başlar birbirlerini tanımaya çalışırlar. Ağaçtaki ses ilginç sorularıyla Elanko'yu şaşırtır. Acaba "kimdir" bu sesin sahibi?
Kendini tanımak üzerine Elanko gibi minicik ağaçtaki ses gibi meraklı soruları seven bir hikâye...
***
Minik fil Elanko'dan yetişkin okurlara:
Adını gittiği okulları mesleğini bildiğimiz ama en sevdiği rengi kokuyu şarkıyı oynadığı oyunları bilmediğimiz birini tanıdığımızı söyleyebilir miyiz?
Kendimizi tarif ederken toplumsal roller biçim ve hedeflerden sıyrılmak mümkün mü? Eğer sıyrılabilirsek geriye ne kalıyor?
Kendini bilme yolculuğu kendine soru sormakla başlıyor...
"Fıstık yer misin?" diye sordu bir ses.
Koca ağacın o kadar çok yaprağı vardı ki Elanko sesin kimden geldiğini anlayamadı. Gözlerini yaprakların arasında dolaştırırken "Hayır teşekkür ederim" diye yanıt verdi. Bu kez de "Adın ne?" diye sordu ses.
"Elanko..."
"Anlatsana Elanko kimsin sen?" "Afrika filiyim."
"Nerelisin diye sormadım ki" dedi ağaçtaki ses gülerek.
"Aşağı gölün kenarında yaşayan fil sürüsü var ya işte onların en küçük yavrusuyum." "Bu kadar mı?"
"Hayır" dedi gururla Elanko. "Dimya'yı tanıyor musun? Onu buralarda herkes tanır. Ben Dimya'nın kardeşiyim." "Peki ya sen? Seni tanırlar mı?"
***
"Filler böyle yapar" dedi Elanko sıkılarak. "Peki sen ne yaparsın?" diye sordu ağaca doğru.
"Tırmanabildiğim en yüksek dala sarılırım her sabah. Önce aşağıyı izlerim uzun uzun sonra gördüklerimle ilgili düşünürüm. Beni bir dalda durup düşünürken görenler etrafı izliyorum zannederler ama aslında öyle değildir. Düşünürken yalnızca düşünürüm başka bir iş yapmam."
"Düşünmek iş midir?" diye şaşkınlıkla sordu Elanko. "Sen ne düşünüyorsun? İş midir?"
Tembelhayvan yanıt verirken bile soru soruyor aklını karıştırıyordu.