Edebiyat yaşamak gailesiyle uğraşan insan hayatına değer katar. İnsanın hallerinden yola çıkarak insanlığın hallerini anlamamızı sağlar. Bunu yaparken malzemesi dildir. Dilin zenginleşmesi anlatım gücünün yükselmesi nesilden nesile aktarılması edebiyat sayesinde olur. Büyük yazarlar büyük anlatılar bu dünyada var olmamızın değerli olduğunu bizim değerli olduğumuzu anlatırken ne kadar karmaşık bir varlık olduğumuzu da söyler. Yeryüzünde bulunma nedenimiz olan Tanrı buyrukları ve edebiyat insanlığın yaşamından çıkarsa geriye kuru ve amaçsız bir yeryüzü serüveni kalır.
İnsanlığın serüveni diyebileceğimiz tekdüze sürüp giden hayat edebiyatın müdahalesiyle bir anlama bürünmüştür. Artık güneş daha farklı doğmuş daha estetik batmış geceleri ay ışığı yeryüzünü bir başka aydınlatmış sevgilinin gözü saçı dudağı kaşı kirpiği endamı edebiyatın müdahalesiyle bir anlama bürünmüştür. İki farklı cins arasında gelişen çekime aşk adı verilmiş sırf aşkın hallerini anlatmak için milyonlarca sayfa yazılmıştır. Diğer taraftan insanın hırsları nefreti acizliği garipliği yalnızlığı caniliği yok etme öldürme duygusu yine edebiyatın ana konularını oluşturmuştur. Kısacası edebiyat bir bakıma hayatın şiiridir.