Tarihin seyrini değiştiren Moğol kadınlarının masalsı dünyasını gözler önüne seren bu kitap bozkırın zorlu dünyasından çıkıp Tebriz Kahire ve Konya saraylarının entelektüelleri arasına karışan Moğol kadınının yükseliş serüvenini konu edinmektedir. Orta Çağ'da bilinen dünyanın büyük bir kısmına kendi töresini kabul ettiren bu göçebe savaşçı hatta yağmacı bozkır kavmi kadim halklar ve medeniyetler üzerindeki tesir ve tahakkümünü kadınları sayesinde tesis etmiştir. Moğollar dünya siyasi haritasını yeniden çizme ve toplumları yaşadıkları yerlerden söküp atma hedefleriyle çıktıkları yolculukta birçok farklı milletle mücadele etmişlerdi. Bunu yaparken sayısız şehri yakmış insanları zihinlerden kolay kolay silinmeyecek acılara mahkûm etmişlerdi. Bu sırada kadınlar da Moğol savaşçılarının arkasında yer almıştı. Ticarî dinî kültürel ve ailevî pek çok alanda Moğol yaşamının önemli bir parçası hâline gelen Moğol kadınlarını anlayabilmek için pek çok tarihi kanıtı bir araya getirip yorumlamak gerekir. İlginç ama bir o kadar da unutulmuş hikâyenin izlerini hem birinci elden anlatılardan hem de sonraki dönem kaynaklarından inceleyen Ömer Subaşı bu kitabıyla tarihte kendilerine pek fazla ayna tutulmayan kadınları ön plana çıkarıyor.