E. M. Cioran iflah olmaz soluk kesen üslubuyla bütün fanatizmleri inançları dinsel ya da politik imanları yine yerden yere vuruyor: Kimi sayfalar bazı kaçış yollarını imlese de ilerleme bir kurmaca sürüsüne tanrı hastalığa umut ise "uçurumun kenarında körebe oynamaya" dönüşüyor.
Cioran felsefeyi şeylerin "nafileliğinin algısı" olarak ortaya koyarak edebiyat dahil her türlü yanılsamaya karşı giriştiği mücadeleyi ölüm çöküş nafilelik ıstırap öznel varoluş üzerine aforizmalarla sürdürürken ilk sayfalardaki kişisiz biz ifadesine ben ve sen'i ekliyor ve kitabın iki temel kozunu açıkça ortaya seriyor: maddi manevi ve tarihsel çürüme ile imkânsız kuşkucu ideal.
Paris'teki dilsel "ikinci doğuş"una tarihlenen ve aynı dönemeçte aldığı düşünsel viraja dair temel bir edebi belge niteliği taşıyan Avare Düşünceler'de kalemini Baudelairevari bir koyuluğa doğru akıtarak nihayet intihar motifini öne çıkaran Cioran insanlığı katiller ile intihar edenler olmak üzere ikiye ayırıyor: İntiharın varoluşun işkencesinde değerli bir kurtuluş kaynağına dönüştüğü satırlar ise kendini Hiçliğe daha iyi teslim etmek için her türlü inançtan kurtulan "şeylerin dışındaki insan" olarak yazarın istisnai bir otoportresiyle tamamlanıyor.