Sen gözünü her kırptığında
uzun kirpiklerinden omuz çukuruna bir cesaret dökülür.
Kim bilir yine kaç oğlak derisi ellerimle ödlek mürekkebe bürünür.
Sen gözünü her kaçırdığında
nehir kaşlarından yüz ifadene bir mahcubiyet ilişir.
Kim bilir yine kaç kuş kanadı ellerimle titrek kaleme dönüşür.
Sen gözünü her süzdüğünde
dudak yayından çene ucuna bir letafet gerilir.
Kim bilir yine kaç kandil fitili ellerimle ürkek ateşe kavuşur.
Sen gözünü her değdirdiğinde
gönül çukurundan göğüs kafesine bir keramet serilir.
Kim bilir yine kaç şiirli gece ellerimle ser-hoş güne ısmarlanır.