Gerçek anlamda aşk Allah u Teâlâ'yı talep etmek ve O'nu sevmektir.
Hakk'ı isteyen ve seven herkes âşık olabilir. Ancak âşık; kendi gönlünü ma'şuk için boşaltması akıl bağından kur-tulup iç âlemini sevdiğinden başka diğer bütün isteklerden temizlemesidir.
Ma'rifete yani ilahî bilgiye ulaşabilmenin yolu akıl ve nazar değil ilâhî aşktır. Allah u Teâlâ'ya akılla değil ancak aşkla ulaşılabilir.
Bu mertebeye gelen insan kendinde sonsuz bir hayat hamlesi sezer. İyi işlere sarılır ve başarır hiçbir yorgunluk duymaz. Derin bir aşk içinde insanlara hizmet verir.
Aşkı nura aklı da ateşe benzetirler. Aklın aydınlığı her ne kadar uzağı görüyorsa da aşkın ateşi daha fazla uzağı görebilir. Aklın aydınlığı aşkın ateşiyle birlikte hareket etmezse tek başına gönül evini aydınlatamaz. Ne vakit aklın nuru aşkın ateşi ile birleşince o zaman gönül sarayı tam anlamıyla aydınlığa kavuşur.