Dünyanın her tarafında internet aracılığıyla barbar bir kuşak yetişiyor bize yetişmek üzere.
Hayatı cüzdan ve uçkurdan algılayan bu kuşak tüm tehlikesiyle yakın bir zamanda gezegenimizi istila etmek üzeredir. Özgürlüğü istismar eden yaşlı soytarıların karakterine benzer bir içtenlik içindeler. Sadece rakamsal yaşları genç oluşlarını çağrıştırıyor. Şimdi onları suçlamak yerine onlar nasıl yetişti sorusunu irdelemek gerekir. Onları kim yetiştirdi? Hangi politik ve aile kültürüyle şekillendiler? Çıkarcılık nasıl geleceğe taşırıldı bu şekilde? 'Sistem' deyip de sorumluluktan kim kaçabilir? Yetersizliğini örtbas etmek için sistemi kimin suçlama hakkı vardır? Onlar için aşk bir tımarhanedir ve burası aklını yitirenlerin tercihi olabilir. Hepsi de meslek robotu olarak yetiştirilmişlerdir ellerinde hazır diplomalarla aldırşsızca geliyorlar. Onlardaki savaşmama isteği barışseverlikten olmayıp keyif çatmak hasretidir.
Her şeyi sisteme yüklemek genelde kişilerin buldukları kendini aklama mekanizmasıdır. Çünkü böylece suçlu belirsiz "kim olduğu" bilinmeyen bir konuma itilir; görünmeyen bir sanık halini alır. Yaşlı kuşağa sormak gerek; sistem dediğiniz hepinizin şu ya da bu şekilde dişlisi olduğunuz bir çarktır. Neden soylu bir sistem kurup da soylu bir kuşağın gelişimini arzulamadınız?