Sevgi güven merhamet paylaşım ve dayanışmanın azaldığı bireyciliğin ve bencilliğin zirve yaptığı
insan ilişkilerinin sınırlandığı manevi ve duygusal boşluğun gittikçe derinleştiği yeni bir çağdayız. Ve
bugün "bilgi teknoloji dijitalizm tüketim hız hırs ötekileştirme sevgisizlik belirsizlik ve kaygı çağı" olarak da nitelendirilen böyle bir çağda "çağın bireyinin" birçok şeye sahip istediklerine çok
çabuk erişebiliyor olmasına rağmen kolay kolay mutlu olmadığı sahip olduklarıyla yetinmediği kendisini hiç de iyi hissetmediği gözlenmektedir. Ayrıca insan yığınları arasında yanı başında pek çok
insan bulunmasına rağmen iç dünyasında yalnızlık çektiği da gözlenmekte; ruhu aklı zihni kalbi iradesi bedeni zamanı ve tüm benliği ile bütün hayatının egemen küresel kapitalist düzen ve bu düzenin dijital iletişim araç ve mecraları tarafından kuşatılmış olduğundan söz edilmektedir.
Bugün çağın bireyinin sunulan ve dayatılan tüketim eğlence yaşam kültürü ve tarzı ile kadim manevi değerleri ulvi anlam dünyası temel sosyal dinamikleri motivasyon ve psikolojik güç kaynakları yanında aile gibi temel psiko-sosyal destek sistemlerinden adım adım uzaklaştırılması amaçlanmaktadır. Bu bağlamda da insani hassasiyet mahremiyet inanç değer ilke erdem ve öz kimliğinden tamamen koparılıp kişisel sınırları da ortadan kaldırılarak yalnızlaştırılıp pasifleştirilerek en nihayetinde egemen küresel sömürgeci düzenin kurallarının bağımlısı güdülen bir varlık haline getirilip modern bir köleye dönüşmeye zorlanmaktadır.