Dua kulun yaratıcısına ulaşabileceği en kestirme yoldur. Dua ile hakikati sırf ihtiyaç ve acizlik olan kul istediği ve doğrudan mutlak zenginlik kudret kerem ve şefkat sahibi olan Rabbi'yle bağlantı kurabilir ve araya kimseyi sokmadan arzlarından sonsuz kudret kerem şefkat ve merhamet sahibi olan Rabbi'ne sunabilir dileklerinin yerine getirilmesini ve yaratıcısından isteyebilir.
Başka bir boyutuyla aynı zamanda aynı zamanda kulun kendisi ve Rabbi'ne yönelik marifetinin zirveye ulaştığı bir haldir. Dua kul halinde kendi hakikatinin sırf ihtiyaç ve acizlikten ibaret olduğunu Rabbi'nin ise sonsuz zenginlik kudret ilim hikmet şefkat ve kerem sahibi olduğunu ve kendisinin hiçbir şeye malik olmadığını mutlak kudret mülk ve malikiyetin ise ancak Rabbi'ne ait olduğunu müşahede etmekte ve bu hakikati bizzat kendi benliğinde yaşamaktadır. Bu itibarla Allah Resulü'nün de buyurdukları gibi aslında dua ibadetin (kulluğun) aslını içyüzünü ve özünü türü. Kulluk ise Hak Teâlâ'nın: "Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım" buyruğunda açıklandığı üzere kulun yaratılış sebebi ve amacıdır.