Dünya gündeminin değişen hızını yakalamaya çalışmak modern insan için modern haberleşme araçları vasıtasıyla çok kolay olsa da değil bir önceki günü birkaç saat öncesinin gündeminin dahi güncelliğini kaybettiği bir ortamda uluslararası ilişkiler ve ab merkezli bir yayın hazırlamak bizler için çok da kolay olmasa gerek. Değişen gündem bir yana sürekli güncelliğini koruyan ancak içeriği bir önceki günü tutmayan bölgesel sorunlar ve yaşananlar da takibi zorlaştıran hususlardan olmakta.
AB politikaları ve Doğu Akdeniz de yaşananların giderek safları sıklaştıran bir hale ulaşması Türkiye'nin AB'den AB'nin de Türkiye'den vazgeçtiği anlamına mı geldiği sorusu zihinleri meşgul etmektedir. Doğu Akdeniz de suların ısınmasına yol açan ülkelerden ikisinin (Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi) AB üyesi olması ve başta Fransa olmak üzere kimi AB üyesi ülkelerin bu iki ülkeye açık destek vermesi de sadece Türkiye'nin Doğu Akdeniz politikalarını merkeze alıp müttefik/düşman ikilemini yaratmamakta Türkiye'nin AB ye bakışını da köklü olarak değiştirmektedir.
NATO'nun yaşlanması! BM'nin makinaya bağlı hayatını idame ettirmesi! Dünya da yaşanan pek çok hadiseye kayıtsız kalmalarına yol açmakta ve şüphesiz soğuk savaş sonrası dünyada bir politik belirsizliğe doğru da evirilmeye neden olmaktadır. Afganistan işgali sonrası ABD'nin hiçbir şey olmamış gibi ülkeyi terk etmesi ve 20 yıl sonra yeniden Taliban yönetimi ile karşılaşan Afgan halkı bir nevi cami avlusuna terk edilmiş çocuk muamelesi görmenin rahatsızlığını haklı olarak yaşamaktadır.
Bir an önce daha modern ve tutarlı politikalar benimsemeye başlaması gereken dünya siyasetinin iki önemli kurumu NATO ve BM'nin her kaybettiği günün dünya ülkelerine özellikle çatışma halinde olan ülkeler nezdindeki kaybı sadece bir gün değil onlarca cana da mal olmaktadır. Yeni yüzyılın barış yüzyılı olmasına beklerken daha yolun başında 11 Eylül saldırıları ile karşılaşan dünya bunun akabinde bir dizi işgal ve yıkımın geleceğini tahmin etmekte çokta zorlanmadı ancak bu kadar uzun süren bir işgalin tek hamleyle ve planlanan gününde bitirilmesi tabii olarak tüm dünyada şok etkisi yarattı.
NATO'nun daha kendi üyesi ülkeler arasında dahi bir ittifakı kalıcı olarak sağlayamamışken dünya siyasetinde aktif bir rol almasını beklemek soğuk savaş döneminde Sovyetlerin ittifak üyesi komşularına saldırmasını ve NATO'nun da buna misliyle cevap vermesini beklemek kadar abestir.
Belarus-Polonya sınırında yaşanan krizler ve yeni bir mülteci dalgası ile uğraşmaktan ısrarla imtina eden AB yetkililerinin bunun üstüne birde Afganistan'dan yaşanması muhtemel göç dalgası ile yüz yüze gelmesi unutulan mülteci sorununu yeniden AB gündemine taşıdı ve çözümü konusunda yetkilileri hareketlendirdi.
Türkiye dünya ve AB gündeminin yine zirvede olduğu bir sayıda yeni yazılar ve yazarlarla bu yoğun ve yorucu gündemin azda olsa dışına çıkmaya çalıştık. Euro Politika ekibi olarak sizlerin huzuruna çıkmanın ciddiyeti ve dünya gündemini takip etmenin ağırlığı var üzerimizde.
Kimi zaman yazım kimi zamanda küçük çaplı veri hatası olsa da kusurumuzun af olacağını bilerek ve daha titiz davranarak huzurlarınıza çıkmaya devam ediyoruz.