On sekizinci yüzyılın sonlarına doğru Avrupalı bilim adamlarının Sanskrit dilini keşfetmesi hem karşılaştırmalı dilbilim çalışmalarını başlatmış hem de dilbilimin gelişmesine büyük katkı sağlamıştır. Ait olduğu dil grubunun "Hint-Avrupa" olarak adlandırılmasına neden olan bu dil Avrupa dillerinin birçoğuyla akraba olmasının yanı sıra Hititçe Latince Grekçe ve Persçe gibi eski dillerle de akrabadır. Eskiliğine oranla çok gelişmiş bir yapı göstermesi ve çok geniş bir edebiyatının olması bu dili gelmiş geçmiş diller arasında çok ayrıcalıklı bir yere koymaktadır.