Hadi biraz maziye gidelim.
Yok yok o kadar eskilere değil; tutalım anılarımızın elinden filmimizi geriye saralım ve geçmişimize bi bakalım.
Dijital esaretin olmadığı sokakların bizim seslerimizle çınladığı çocukluğumuza... Belli ki en güzel çocukluk bizim çocukluğumuzdu.
Yazarın bu iki kapağın arasına koyduğu aynayla bakalım mazimizin tatlı yapraklarına...
Arkadaşlarımızla misket oynayıp bilyeli arabaya binelim bisikletlerimize atlayıp bahçelere dalalım naylonlardan kızak yapıp anılarımızı sobeleyelim. Ambalaj kağıtlarından elbise yapıp oyuncak bebeklerimizi süsleyelim.
Saklanalım begonvillerin arkasına; elma derse çıkalım armut derse çıkmayalım. Patlatalım çanağı çömleği.
İçinden çocukluğumuzun geçtiği o her zaman burnumuzda tüten özlemini her daim dile getirdiğimiz masum geçmişimizden tadımlık hikayeler dinleyelim.
Buyurun hep beraber...