Uzaklarda yaşama açılan bir çift göz Tataristan'da sevgiyle
Türkmenistan'da korkuyla İstanbul'da dostluk ve güvenle
tanıştı.
Rosa çeşitli sebeplerle Türkiye'ye gelen yurtlarını eşlerini
çocuklarını hayatlarını terk etmek zorunda kalan birçok
insanın yaşamını bizim için özetliyor. Kendi dünyalarında
bambaşka işler yapan kabiliyetleri doğrultusunda hayatlar
yaşayan insanların Türkiye'de sıfırdan başlayıp en ağır ve
en niteliksiz işlerde çalışmak zorunda kalmasının aşağılanmasının
suçlanmasının ötekileştirilmesinin ve hatta ölse
bile kimse tarafından yasının tutulmamasının hikâyesi...
Diğer yanıyla da Rosa bir kaçış öyküsü;
Türkmenistan'dan Tataristan'dan ve kendinden.
Acaba Rosa şifa vermek için geldiği İstanbul'da kendi
şifasını huzuru bulacak mı?
Filiz Bilge ve Berna Gürsel'in Galatasaray Lisesi yatakhanesinde
yıllar önce başlayan dostlukları Rosa hikâyesi ile
hayata karşı yeni bir meydan okumaya dönüştü. Rosa'yı
parça parça yazdılar; bazen hayallerini bazen umutlarını
bazen de yaşadıkları dünyanın karanlığını işlediler satırlara.
Harfler kelimeler satırlar ve sayfalar birbirine karıştı.
Hayatları nasıl iç içe geçmişse yazdıkları da birbirine karıştı
ve iki kişiden tek bir kitap ve haliyle tek bir yazar ortaya
çıktı...
Aşktan ülkesinden belki de kendisinden kaçan
bir kadının öyküsü
ROSA