Muzaffer Ceylan
yüzünde çetrefil düşüncelerle uyuyamazsın
üstelik orda tam üç parçaya bölerek kendini
bir ölünün dünyadan iniltilerle çekilmiş
domur bedeniyle uzanırsın kirli döşeklere
bilek gücüyle kapanmaz hataların kepengi
çünkü böğrüne bıçak vurulmuş hırıltılı günlerin
tortuları vardır kanından paslı çivi söktüğün
hınç artığı gecelerden ve geçmişten kalma
tavan duvarları vardır sonra göğü örten
metre kareye vurulmuştur üstelik
hesabı orda yeryüzünün
çarçabuktur neşe ve peşinden kalıcı bir buğu
yayılır adımlarını sayarak sendelediğin alanlara
çok zaman iyot kokusuyla yıkadığın saçların
türkü ürküten kibirli tafralarla çekiştirilir
soyut bir süt ağacını her gün alnacına alarak
göz yuvalarında acele süzülürken serçe sürüleri
kucağında dağınık bir aile albümüyle orda
özlediğin olur ahşap kapı seslerini ve sardunyaları
başka türlü bir cezadır kaba insanlara
senin dölekliğin
biraz böyledir işte kayıt altında yaşamak
yahut yaşayamamak bir nefretin döküntüsünü
köklerinden kavrayıp gecikmiş bir yolculuğun