Ortadoğu'nun Son Yüzyılı ve Başlangıcından Bugüne Ortadoğu çalışmalarından sonra Yusuf Yazar bu çalışmasında nispeten güvenilir ve sahih addettiği bilgilere dayandırdığı bir perspektifle âlemlerin ve içinde bulunanların yaratılışını insanın eşref-i mahlûkat potansiyeliyle yaratılışını sisler ve belirsizlikler içindeki Hz. İbrahim öncesi dönemine dair olan yaygın kanaatleri kâinatın ve insanın yaratılış / ortaya çıkış tezleri bağlamında 'modern bilim' anlayışının destek verdiği paradigmaları modern bilimin yılmaz savunucusu olmaktan öte despot dayatıcısı edasındaki 'bilimselciler'in üslûp ve tarzlarını sorguluyor.
Yazar bunları yaparken Rönesans ve Reform hareketleriyle oluşan atmosferde açığa çıkıp Hümanizm Rasyonalizm ve Pozitivizm gibi aynı insan-merkezci (Yaratıcı-merkezci olmayan) yaklaşıma ve zımnen de olsa materyalist bir ruha sahip düşünce akımlarıyla kendisini takviye etmiş olan modern bilim anlayışının vahiy kökenli inanış ve anlayışlara ve onlardan beslenen yaklaşımlara karşı olan giderek ve özellikle Aydınlanma dönemiyle birlikte amansız bir saldırıya dönmüş olan duruşu ve sergilediği kutsal ve kutsallık karşıtı perspektifini ve benimsediği dil ve üslûbunu tartışıyor. Bunu yaparken son seksen yıl içerisinde İslâm coğrafyasındaki özgün seslerin bütünlükçü tepkilerine paralel olarak Rene Guenon'la Batı'da da başlayan ve kendisini hikmete âşina kılan 'gelenekçi' çizginin derin bir birikime dayandırarak ortaya koymuş olduğu köktenci yaklaşımıyla Rönesans ve Reformasyon atmosferinden beslenmiş genel anlamda din ve dinî olan her şeyi hayatın dışına sürme çabasındaki Avrupa menşeli kutsal-karşıtı ve düşmanı bakış açılarıyla ve modern bilim anlayışıyla heaplaşmasını ve dolayısıyla öncelikle İslâm coğrafyasında olmak üzere kendisini vahiy kökenli sahih bir gelenekle irtibatlı addeden kesimlerde direniş ve özgüven yükselişi sağlayışını resmediyor.
Bu değerlendirmeler yapılırken kitabın ana konularıyla ilişkisi ölçüsünde Nuh Tufanı'nın cihanşümûl olup olmadığı oryantalizm 'bilginin İslâmîleştirilmesi ve pozitivist modern bilim anlayışının akademik çalışmalar üzerindeki etki ve kontrolü gibi konular da değerlendirme kapsamında tutuluyor.
Bu kitabın vahiy kökenli bir inanca mensubiyeti olduğuna inananlar nezdinde hem kâinatın ve içindekilerin ve hem de insanın yaratılışı ve sonrasındaki ilk dönemlere dair doğru bir yaklaşımı benimseyişlerinde temel ve anahtar bir perspektifi sunmuş olduğunu umuyoruz.