Bu kitapta Tayyip Erdoğan'ın kitlesi üzerindeki etkisi 5 faktörlü bir modelde açıklanmıştır. Bilimsel analizlere göre; neo-liberal sistemin travmatize ettiği kitleler binlerce yıllık kolektif birikimlerini kullanarak bilinçdışı mekanizmalarla otoriteyi (babasını) sembolize eden liderlerin kanatları altına sığınmaktadırlar. Otorite koltuğuna oturan lider ise tıpkı bir baba gibi daha çok otoriter davranmaktadır.
Ülkemizde ise NATO'cu faşizmin ve neo-liberalizmin travmatize ettiği Türk toplumu aralarından bir lider çıkartmıştır. Bu travmaların yakıcı gücü Erdoğan mitinin en önemli itici gücü haline gelmiştir. Sonrasında bu lider (ya da kahraman) bilinçdışı mekanizmalar yoluyla karizma ve otorite ile donatılmıştır.
Gerçekte neo-liberal demokrasi kitleleri ayakta uyutma kandırma işidir. İkna üretimi işidir. Otoriter liderlerin peşindeki kitleler ise Erdoğan gibi liderleri paternalistik bağ nedeniyle aileden birisi olarak görmektedirler. İşte bu nedenle sistemin yarattığı illüzyonların değil kendi kahramanlarının yarattığı illüzyonların peşinden gitmektedirler. Bilinçli olarak değil çoğunlukla bilinçdışı ve içgüdüsel olarak...
Erdoğan olgusunu alt sınıfların söylem dilini psiko-mitolojisini psiko-travmatolojisini ve kültürünün gizli kodlarını bilmeden değerlendirmek yanıltıcı olabilir.
Tarafsız bir bakış açısıyla Erdoğan için "sıradan insanın erkek egemen neo-liberalizme karşı verdiği erkek egemen tepki" tanımlamasını yapmak yanlış olmaz.