Müslümanların hayatını düzenleyen İslam hukukunun (fıkıh) temel referansları Kur'ân-ı Kerîm ve Sünnet-i Nebevî'dir. Kur'ân-ı Kerîm'in anlaşılabilmesi için Sünnet-i Nebevî'nin anlaşılması zarureti vardır.Zira Resûlullah (s) Kur'ân-ı Kerîm'in mübelliği olduğu gibi hem mübeyyini hem de müfessiridir. Gerek Kur'ân-ı Kerîm'den gerekse Sünnet-i Nebevî'den hüküm çıkarabilmek (istinbât) için usûl ilmini bilmek gerekir. Bu açıdan usûlü'l-hadîsi yani hadîs usûlü önemlidir.
İmam Şafiî'den bu yana Ehli Sünnet'in hadîs usulü ilmi tekâmül ederek gelişmiş ve pek çok değerli çalışmaya mazhar olmuştur. Ancak yapılan çalışmalar Ehl-i Sünnet'in hadîs usûlü alanında yoğunlaşmıştır. Oysa İslam'ın ilk asrında günümüze kadar teorik ve pratik olarak devem eden iki büyük İslamî ekol bulunmaktadır: Ehl-i Sünnet ve Şîa.
İslam dünyasında Ehl-i Sünnet'le alakalı araştırmalarda sıkıntı olmasa da başta Türkiye olmak üzere Şîa ile ilgili yeterli araştırma ve çalışmanın yapıldığı söylenemez. Olan çalışmaların da bir kısmı sübjektif ve gerçek anlamıyla Şîa'yı yansıtmazken bir kısmı makale boyutunu aşmamaktadır. Bu nedenle hem Şîa'nın hem Ehl-i Sünnet'in çağdaş âlimleri tarafından Şîa ekolünün her yönüyle ele alınması ve değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
Bu çalışma Şîa'nın hadîs usûlünü ortaya koymaya çalışan mütevazı bir çalışmadır. Bu konuda Türkiye'de kitap düzeyinde yapılan bir çalışmanın yayınlandığını bilmiyoruz. Kitabımızın bu boşluğu doldurma gayretine matuf bir başlangıç olacaktır. Daha başarılı çalışmalara bir kapı aralamasını umarak eserin hayırlara vesile olmasını diliyoruz.