Her ne kadar kitabımızın son sözünü yazmış olsak da Suriye için hala son söz söylenmiş değildir. Hala devam eden bir sürecin içindeyiz. Bundan sonra neler olur hep birlikte yaşayarak öğreneceğiz.
Suriye olayları batı için bir laboratuvar özelliği gösterdiği gibi bölgenin istikrarsızlaştırılması Türkiye'nin ve İran'ın bir sorunla boğuşması işlerine gelmektedir. Suriye sorununun bu kadar uzamasının temel nedeni isyanın İslamcı karakteri olmuştur. Batı Esed'den sonra İslami bir hükümetin geleceğini düşündüğünden ve Esed sonrasını kontrol edemeyeceğinden durumu sürüncemede bırakmıştır. Bu süreçte mümkün oldukça parçalı bir Suriye işlerine gelecektir.
Türkiye'nin Kürt parantezinde hapsolması ve bu nedenle atak bir siyaset izleyememesi de durumu daha da karmaşık hale getirmektedir.
Türkiye Suriye'de elinde bulundurduğu bölgede sürdürülebilir bir idari yapı kurmaya çalışmakta bölge halkının Türkiye'ye göç etmemesi için başta güvenlik olmak üzere halkın ekonomik refahı ve eğitimini de sağlamaktadır. Hatta bu bölgede okulların yönetimini üstlendiği gibi orada Gaziantep Üniversitesine bağlı bir Üniversite kurarak yerinde eğitim vermektedir.
Buna rağmen gelecekte nasıl bir Suriye ortaya çıkacağı öngörülemediği gibi durmuş olan savaşın devam edip etmeyeceği de belirsizdir.
Suriye sorunun nihai çözümü ABD Rusya gibi süper güçlerle Türkiye ve İran gibi bölgesel güçlerin de bir noktada buluşması ile mümkün olacaktır. Benim gördüğüm kadarıyla artık tek bir Suriye mümkün olamayacaktır. Bunun yerine Türkiye İran ABD ve Rusya'nın talepleri dikkate alınarak oluşturulacak federatif bir yapı tüm tarafları sakinleştirmeye ve memnun kılmaya yetecektir.