İnsanın en büyük savaşı kendi iç dünyasıyladır ve hayat göz açıp kapayıncaya kadar geçen zaman aralığında gerçekle hayal arasında biriktirdiğin anılardan ibarettir. Anıların seni geçmişe bağlar da
bazen bunlar ruhunu sıkar bedenin dar gelir. Ölümün soğuk kollarına atlayacakken bir seçimle tekrar her şey değişir.
İşte Liva tam da bu ince çizgide gidip gelirken derin okyanuslarında yok olduğu Pars'la karşılaşır ve kendisini çok bilinmeyenli bir denklemin ortasında buluverir.
Çıkış yolunu buldum derken sır perdelerinin arkasında kaybolur.
Acaba Liva bu beklenmedik olaylar karşısında gardını alıp çarpışacak mıdır yoksa mücadele gücünü tamamen kaybedip her
şeyden vaz mı geçecektir?
Ya yaraları can kırıkları... Onları tek bir yara bandı kapatabilecek midir?
Bir dikiş iki dikiş vazgeçiş.
En büyük yaran ilk vazgeçişindir.
En çok ilk vazgeçişlerin izi kalır.
Çünkü izi kalan yara hiç iyileşmemiştir aslında.