Daha on dördüncü yüzyılda Trakya'ya ayak bastıktan sonra Avrupalılar için Osmanlılar "öteki" olup çıktılar.Aradan geçen yüzyıllar bu imajı değiştirmediği gibi pekiştirmekten başka bir şey yapmadı.Batı'nın ve Doğu'nun karşı karşıya gelmesi Orta Avrupa'ya kadar ilerleyen Müslüman Osmanlı ile Hıristiyan Avrupa devletinin çatışmasıydı.Yüzyıllar süren bu çatışmanın iki tarafa da deiğeri için olumlu imajlar üretmesi beklenemezdi.Savaş aynı zamanda ideolojik alanda da sürmek ve karşı tarafı zayıflatacak ya da beslenen düşmanlık duygularını güçlendirecek şeyler geliştirmek zorundaydı.Nitekim olan tam da budur...
Bu bağlamda üretilenlerin düzeyleri ve kaliteleri hayli farklıdır; 'Şehvetli Türk' veya 'Türk'e bayılan Helga'dan başlar daha ince daha rafine iddialara doğru gider.Ve elbette önemli olan daha 'bilimsel' kılıklara bürünenlerle yüzleşmek ve uğraşmaktır.