'Her an her şey aklımda. Çıldırmış olmalıyım. Yok aklım başımda. Yok öyle değil sımsıkı sarılman aklımda iyi ama neden olağan bir şeymiş gibi aklımda çıldırmış olmalıyım. Bunları yaşayan ben değilmişim gibi aklımda yok öyle değil gerçekten yaşadım çıldırmış olmalıyım. Yüz yüze bakan ilk farklı zaman: Olacak şey değil çene çeneye duran iki ayrı zaman çıldırmış olmalıyım yok öyle değil aklım başımda.'
Çizgili Sarı Defter Gürsel Korat'ın ilk öykü kitabı. Geçtiğimiz aylarda ardı ardına yayınladığımız Zaman Yeli Güvercine Ağıt Gölgenin Canı adlı kitapların yazarı Korat daha önce yayınlanan bu öykülerinde de yine kendi coğrafyası olan Kapadokya'da geziniyor. Ama öykülerin yakın planında günümüz insanı var. Korat'a göre insanın iç dünyası yaşadığı coğrafyayı aşar evrensele ulaşır; bu yüzden insani durumlar sevinçler üzüntüler kaygılar ve kişilik problemleri dünyanın her yerinde aynıdır. İşte öykü sanatını benzersiz kılan da budur. Her öykü başka bir bireyi ele alır; bu yüzden hepsinin farklı anlatım teknikleri ile kaleme alınması gerekir. Çizgili Sarı Defter insanımızın hallerini yansıtmada son derece başarılı bir öyküler kitabı. Ayrıca anlatım olanaklarını genişletmesi ile de edebiyatseverler için bir cevher.