-Olmasaydı Allah'ı bilemeyeceğimiz O...
O'na bu cümleyle başlıyoruz... Niye? Varlık sireti değil ama sureti yönünden insan lisanının fiilleri üzerinde durur. Yapmak etmek uyumak yürümek anlamak yemek düşünmek vesâir...
Söyleyin; bu fiiller elene elene sadece ikiye indirilse ve onlar iki sütun halinde varlığı taşımaya kifayet edecek olsalar bu iki fiil ne olurdu?
Bize göre işte cevabı: Olmak ve bilmek...
Olduran Allah idi bilmemize vesilelik edense O... Başlarken ya da bitirirken; O'na taalluk eden bütün manaların peşrevinde kıymeti Allah'a bağlayan şu levha yazılsa yeridir:
"O olmasaydı Allah'ı bilemezdik..."
Ayet meali:
"Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım..." (Zariyât-56)
İbn-i Abbas Hazretleri ve bazı müfessirler bu ayette geçen "İbadet etsinler diye..." (liya'budûn) ifadesini "Bilsinler diye" (litâ'rufûn) şeklinde tefsir etmiştir...
İbadet de bilmeye vesile... Ve O Allah'a vesile...
Allah'ı bilmek için serili bir yol yoktur ki; ancak O'nunla istikametlendirilmiş olmasın... Bütün yollar ve kıymetler Allah'a bağlanırken O Allah'ın kendisine kendisiyle yol verdiği yoludur ve en kıymetlisidir...
Var mı ötesi?