Baktığım her noktadan kaos doğuyor. Gözlerin ardında saklanan binlerce mana kelime kelime önümden geçip gidiyor. Bütün gözler okunaklı ve basit bir kitap gibi önüme serilirken koparılan son sayfada is bulutu görüşüme set çekiyor.
Derin bir nefesle ciğerlerim külle kaplanıyor. Bedenim ağırlaştığında hızla dizlerimin üzerine çöküyorum. Avuç içlerimi toprağa basıyorum. Toprak ki beni kucaklamak istercesine şefkat dolu fakat altında kalarak ezileceğimi biliyorum. Saçlarımı karıştırıp üzerimdeki isi dağıtıyorum. Her nefeste ciğerimi yakan ateşe göğsümü gere gere meydan okuyorum. Havayı içime çektiğimde O'nunla beraber yandığımı ve bedenimin yanık izleriyle bütünleştiğini hissediyorum. Hiçliğin içinde ruhum bedenimden geriye çekiliyor. Dudaklarıma yapışan çığlığın kulaklarıma ulaşamadan boğazımı düğüm düğüm ettiğini ve bana ait olan; geçmişte unuttuğum ya da gelecekte artık kavuşamayacağım önemli bir şeyi kaybettiğimi fark ediyorum. Dünü bugünü ve yarını; bütün o anların hepsini... "Bizim hikayemiz bu kadar; ne başlayabiliyoruz ne de bitirebiliyoruz."