Bu çalışmada Hollanda sömürgeci gücünün medenileştirmeci iddiasıyla ortaya çıkan süreç karşısında Açe'nin mücadeleci bir duruş sergilemesi salt bir alternatif değil aksine kendinde bir değer olarak anlaşılmalıdır. Bu durum Açe'nin niçin modernleşmediğini sorgulamak ve ortaya çıkmayan modernleşmeme durumunu olumsuzlama yerine bizzat sergilenen bu duruş sayesinde Açe'nin Hollanda özelinde Batı modernleşmesine hem teoride hem de pratikte eleştirisi olarak bakmak gerekir. Açe Hollanda sömürge yapısı vasıtasıyla modernleşmemek suretiyle aslında önemli bir başarı göstermiştir. Savaş döneminde Açe'nin modernleşme ve sekülerleşme yönelimlerine karşı verdiği mücadele üzerinden modernleşmenin niçin uygulanmaması gerektiğini de burada tanık olmak ve hatta öğrenmek bile mümkündür. Bazı çağdaş yaklaşımlarda ortaya konulduğu üzere İslam toplumlarının modernleşme problemini anlayabilmenin yolunun Batı modernleşmesinin evrelerini ve bunların teorilerini anlamaktan geçtiği yönündeki yaklaşımda haklılık payı olduğuna kuşku bulunmamaktadır. Bununla birlikte Açe toplumunun kendi topraklarında gerçekleşen sömürge savaşının ve ardından gelen Hollanda sömürge sivil yönetiminin araçsallaştırılmasıyla ortaya konulmak istenen modernleşmeyi reddedişinden hareketle bir İslam toplumunun sömürgecilik sürecine dair üzerinde düşünülebilecek bir imkân tanımaktadır.