Arap Baharı adı verilen sürece ilişkin hatırlama / hatırlatma ve unutma biçimleri de hayli enteresan. 2021 bu kitle hareketliliğinin 10. yılı olmasına rağmen entelektüellerden akademisyenlerden bu sürece ilişkin bir muha- sebe özeleştiri ya da yeniden değerlendirme girişiminin olmadığını gördük. Bölgede yaşanan gerilimlerin çatışmaların ardından İsrail'i de içine alan bir normalleşme sürecine girilmiş olmasına önce tepkiyle yaklaşan bir takım İslamcı entelektüeller ise Türkiye-BAE ve Türkiye-S. Arabistan arasında normalleşme adımları atılmaya başlanınca tevile giriştiler.
Biz dergi olarak Arap Baharı sürecini dikkatle takip etmiş olmamıza rağmen olağanüstü bir anlam atfetmediğimiz için geçen 10 yılın muhasebe- sini eleştirisini ya da övgüsünü İslamcı çevrelere bırakıp gelinen noktada Ortadoğu'daki normalleşmenin uluslararası politikadaki olası yansımalarının üzerinde durmayı daha gerçekçi bir yaklaşım olarak benimsedik. Bu çerçevede Furkan Fidan Emre Karaca M. Nusret Altun Gökhan Kavak Ebuzer Demirci M. Ali Karaduman A. Furkan Yıldız Arap memleketlerinde gelişen yeni durumu ve uluslararası politikadaki yansımalarını değerlendiren metin- lerle katkıda bulundular.
Prof. Dr. Kurtuluş Kayalı Türkiye'de 2010'lu yılların başında olağanüstü önemsenmeye başlanan Halide Edip Behice Boran Mübeccel Kıray Sabiha Sertel'den hareketle; Oya Baydar'ı da unutmadan Türk düşüncesinin bir başka açıdan fotoğrafını çekmeyi deniyor. Onur Bayrak ise Tereddüt Fragmanları başlığıyla yeni bir yazı dizisine başlıyor.