Fıkıh usulünün temel konularından biri olan şer'î/teklîfî hükümler (cumhura göre); vacip mendub mubah mekruh ve haram olmak üzere beşe ayrılmaktadır. Bunlardan mubah "mükellefin yapma ve terk etme arasında muhayyer olduğu" hukukî serbest alanlar olup diğer şer'î/teklifi hükümlere göre uygulama alanı oldukça geniştir.
Klasik fıkıh usulü kaynaklarında genel olarak mubahın dar anlamda tanımı ile yetinilmiş şartlara ve ihtiyaçlara göre farklı hükümler alabileceği üzerinde ayrıca durulmamıştır. Şâtıbî (ö. 790/1388) gibi bazı usulcüler ise mubahı "tikel (cüz'î)" ve "tümel (külli)" açıdan geniş anlamda ele almış kullanılma amacı ve sonucuna göre tümel açıdan mubahın farklı hükümler alabileceği üzerinde de durmuşlardır.
Çalışmamızda mubahın kavramsal çerçevesi ile birlikte özellikle Şâtıbî'nin taksimi esas alınarak mubahın farklı açılardan taksimine (türlerine); diğer fıkhî kavramlar ve teklîfî hükümlerle olan ilişkisine de dikkat çekilmiştir. Çalışmamızda ayrıca mubahın şer'î hüküm olup olmaması ve bunun kamu otoritesinin mubahı sınırlandırması ile olan ilişkisi ile nass veya nass dışı yollarla "mubahlık" vasfının bilinmesi konusu üzerinde de durulmuştur.