Her gün çehresi değişen kadim kenti farklı bir gözle izliyor Bihter Sabanoğlu.
Tesadüf süsü verilmiş bir karşılaşmanın ardından eski mektuplar kutulardan çıkıyor ve geçmiş ile şimdi arasında bir yolculuk başlıyor. Bu sadece karakterlerin yer aldığı bir yolculuk da değil üstelik.
İstanbul'un tarihi mekânları da Ayla ile Edhem'e eşlik ediyor.
29 gün çeken bir Şubat ayı boyunca süren roman birbirini hiç görmeseler de beraber büyümüş iki insanın geçmiş ve olası intiharların gölgesinde bir araya gelmesine odaklanıyor.
Karagümrük Stadı'na yani Çukurbostan'a bakan pencerede bir ses. "Çıp çıp çıp çı çıp çı çıp çı çıp." Mektuplar annelik hakkında ne anlatabilir ki? "Çıp çıp çıp çı çıp çı çıp çı çıp." Bizans'ın peşindeyiz ama o da sanki bizim peşimizde. "Çıp çıp çıp çı çıp çı çıp çı çıp." Geçmişin sihirli kutusu açıldığında Ayla ve Edhem bir araya gelip her şeyi anlatacak. "Çıp çıp çıp çı çıp çı çıp çı çıp."