Yetersiz dil bilgisi; düşünce ve değerlendirme gücünü kısıtlar ve de nüanslar kaybolur. Sloganlar ve dogmatizmin cazibesi artar. İnsan; duygu düşünce ve davranışlarının toplamıdır. Çocuklar yaşamında önce kendini oynar doğaldırlar. Zamanla izlendiğini öğrendikçe doğallıktan uzaklaşır rol yapmaya başlar her insan doğuştan oyuncudur. Masallar ise; dünya durdukça küçüklere uyuması ve büyüklere de uyumaması için anlatılacaktır. Felsefe dil aracılığı ile aklımızın büyülenmesine karşı bir mücadeledir. Dil yaşamla ölüm arasında ilişki ve iletişim kurmamızın temel araçlarından birisidir. Bizler kendimizi nasıl görüyorsak o doğrultuda hareket ederiz. Eğer bir insanın kendi hakkındaki düşüncelerini değiştirebilirseniz davranışlarını da değiştirebilirsiniz. Bir insanın kendi hakkındaki düşüncelerinin nasıl değiştiği ise; hatırlama kolaylığı ve zorluğu ile ilgilidir. Oysa çevremizde arkeolojik objeler ve mitler görünen veya görünmeyen her yerdeler. İmge ve semboller ışığında rüya zamanlarımızda mevcut kayıtları silme unutma ve hatırlama gibi değişken bellek düzenimizle her yeni güne başlarken farklı bir değerlendirme yapabiliyoruz. Aşınmadan ve de kimseyi yormadan üzmeden örselemeden ve aşındırmadan yaşamak temennisiyle yola çıkmak esastır. Tasnif edilmemiş bilgi ve özgün özgür algılarınızla hep insanca gelişmeye ve de her durumda her zaman doğal yaşama doğru.