Aşk yalnızca bir tanedir; ama görüntüleri onlarca binlerce belki milyonlarcadır. Sıradan ilgilerin ve sevgilerin ötesinde görünen perdelerin arkasında fark edilen renklerin maverasında çıldırtıcı bir hasreti ve kalıptan sıyrılmış bir özlemi tanımak ve duymak isteyen varsa eğer bu kitap işte onu anlatır. Ağustos güneşinin kırıldığı kumlarda çatlayan dudakların kıvranarak dökülerek koşarak ve çırpınarak akan Dicle'ye hasreti ne ise Fuzûlî'nin gönlünden taşan aşkın coşkunluğu ve yakıcılığı da odur.Bu kitap bütün öteki aşkların ağırlığınca bir aşk ilhamıdır o kadar...