Hikmeti yitiren hayat bayatlar solar. Hakikati yitiren hayatsa insanı yalnızca ağlarına bağlar soldurur.
İlim hakikatin 'söz' hâlidir. İrfan hakikatin 'göz' (kalp gözü) hâlidir. Hikmetse hakikatin öz hâli.
İlim 'çağrı'dır: İlâhî çağrı. İrfan 'çağ'dır: Nebevî çağ. Hikmet'se çağlayandır: İlâhî 'çağrı'yla buluşan nebevî 'çağ'la oluşan insanın hakikati çağlayana dönüştürme çabası.
İlim 'söz'ü zenginleştirir. İrfan 'göz'ü derinleştirir. Hikmet'se 'öz'ü gürleştirir.
İlim 'ribat'tır: Hakikate bağlanma. İrfan 'irtibat'tır: Hakikatin bağlarını birbirine bağlama. Hikmet'se 'râbıta'dır: Bağ kurma çağ kurma 'çağrı'yı gürül gürül akan insanı yıkayıp arındıran bir 'çağlayan'a kavuşturma.
İlim 'bakış'tır. İrfan 'akış'tır. Hikmet'se varış.
Hâsıl-ı kelâm ilim hakikatin toprağa düşürülen tohumudur. İrfan hakikat ağacının tomurcuklanmasıdır. Hikmetse filizlenen yeşeren tomurcuklanan hakikat ağacının meyveye durması.