Vatansız İkinci Dünya Savaşı'nın gölgesinde geçen buruk bir aşk ve ölüm hikâyesi... Hitler'i ve Avrupa'yı unutmak için karısı Lotte'yle birlikte Brezilya'ya kaçan Stefan Zweig bu "geleceğin ülkesi"nde yeni bir hayata başlayabilecek midir gerçekten; yoksa "dünün dünyası"ndan hatıralar birer birer hayata veda sebebine mi dönüşecektir?
Hacı Orman geniş çaplı bir okuma ve ayrıntılı bir arşiv çalışmasına yaslanarak kaleme aldığı Vatansız'da odağına Stefan ile Lotte arasında adım adım gelişen duygusal gerilimleri yerleştiriyor. Bunu yaparken de Stefan Zweig'ı farklı bir ışık altında göstermekle kalmıyor bugüne kadarki Zweig anlatılarında hep ikinci planda bırakılan Lotte'yi bir karakter olarak yeniden yaratıyor.
"'Çok gaddarsın Stefan! O kadar gaddarsın ki' dedi Lotte çakılıp kaldığı yerden milim kıpırdamadan 'bazen o bıyığını kırpıp...' Parmaklarını üst dudağına götürerek Hitler bıyığı işareti yaptı 'şu kadar küçültesim geliyor!' Stefan'ın bağırmasını şiddetli bir tartışmaya tutuşmasını bekledi. Fakat hiçbir şey olmuyordu. Odada sadece tavanda ağır ağır dönen vantilatörün sesi işitiliyordu. Lotte kocasıyla arasındaki romantik perdenin tamamen yırtıldığını ancak o zaman anladı."