Kapıyı çaldınız dedi.
Ben zaten içerdeyim kapıyı çalamam.
İçerden gelemem dışarılara.
Siz içeriyi de dışarıyı da ezbere bilirsiniz.
Böylece kendi içimizde taşıp boğulmamak adına
Sırayla sahip çıkıyoruz acılarımıza.
...
O'nun bir memleketi yoktu. O'nun acı tatlı hatıralarla süslenmiş bir geçmişi yoktu. Sanki dün doğmuş bugünü atlatırsa yarın ölecekmiş gibi süregiden hayatı vardı yalnızca. Bir de kaybedip bulamadığı sevgilisi. Her şey eskiye dönmüştü artık. Her şey hem başladığı hem de bittiği yerdeydi.
...
Bazı hikayelerin bazı kahramanları acı çekmezdi. Sokakta kafede postane kuyruğunda ya da markette görebilirdik onları. Yani dünyayı ikiye ayıranları... Hangi taraf daha kalabalıktı kim bilir?