Dişsiz bir kurt çizgileri olmayan bir zebra kısa hortumlu bir fil gözleri görmeyen bir bizon uçmaktan korkan bir kuş ve sürekli yüzlerine vurulan kusurlarıyla kendini dışlanmış hisseden daha pek çok hayvandı onlar. Ellerine geçen bir mektupla yaşadıkları yerden ayrılıp umut dolu yeni bir hayat için yola çıktılar. Yolculuğun sonunda ulaştıkları yer Yarım Yamalaklar Adası'ydı. Onlara daha adil ve özgür kimsenin kimseyi hor görmediği bir yaşam vadeden adanın yönetiminde Horatio Durane adında bir adam vardı.
Her şey tam da umut ettikleri gibi başlamıştı. Kendilerini diğerlerinden üstün görmeyen hayvanların arasında hep birlikte mutlu mesut yaşayacakları için çok heyecanlıydılar. Horatio'nun bütün emirlerini uygulamak çok çalışıp az dinlenmek çok üretip az beslenmek ellerinden gelen her fedakârlığı yapmak; sürekli dışlanmaktan ve dalga geçilmekten daha zor olamazdı ya...
Ama acaba gerçekten öyle miydi?
Dayanışmanın ve birlik olmanın en içten örneğini sunan farklı sebeplerle kendini eksik hissedenlerin bu acı-tatlı hikâyesi; uzun süre aklınızda yer edecek.