Kâinat! Genişlikte sonsuz tasarımda kusursuz ve mükemmel bir yapı... Barındırdığı varlıklar âlemiyle akıllara durgunluk veren bir yaratılış... Sonsuz büyük ve küçük sistemleriyle göz kamaştıran estetik ve gizemli sanat harikası... Her bir âlem içerisinde büyüleyici sonsuz başka âlemler... Varlık âleminin en şereflisi olarak yaratılan insan... Bilinenler ve nice bilinmeyenler...
Öyle bir kâinat ki insanın hayal gücü ve idrak zirvesinin ötesinde bir mükemmeliyetle Yüce Yaratıcı'nın imzasını taşır. Bizatihi O'nun sıfatlarıyla yazılıp sağlam bir mühürle mühürlenendir kâinat.
Her bir varlık âleminden yepyeni olağan ötesi hayretlik uyandıran başka âlemlere ve sistemlere geçiş olur. Küçüğünden büyüğüne her bir varlık fıtratına uygun rolünü icra eder kâinatta hem de kusursuz ve teslimiyetle...
Kâinatın cüzlerini oluşturan manadan maddeye maddeden manaya ancak ilâhî iradenin hükmünü ifade eden geçişler vardır. Bu âlemde madde mana içerisinde mana da madde içerisindedir. Kâinatın bu durumunu gördüğümüzde hem maddeyi hem de manayı anlamış olacağız.
Kâinat nizâmı içerisinde selim bir akıl ve salim bir kalp ile madde ve mananın ortak noktasına odaklanarak varlıktan yokluğa yokluktan varlığa doğru yol yürüdüğümüzde tevhidin tüm tezahürlerini görmüş oluruz.
İlmin ve hakikatin madde âlemindeki esareti son bulacak inkâr zihniyetinin sapkın tezviratı sona erecek. Hasret bitecek mana âleminin gönül sultanları ile büyük buluşmalar başlamış olacak.
En nihayetinde de ilmin sonsuz ufuklarından esmanın sınırsız ummanlarına yolculuğumuzda imanın tarifi imkânsız hazzına varmış olacağız...