Ülkemizin geleceği gençlerimizin pek çoğunun ilk kez gördüğü 50 ve üzeri yaşlardakilerin ise 20. yüzyılda bıraktığı 15 Temmuz gecesi FETÖ ve benzeri terör yapılanmaları ile mücadelenin her düzeyde verilmesinin gerekliliğini bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Başta eğitim alanı olmak üzere mücadeleyi göstermelik yapmak yerine adalet ilkesi çerçevesinde ama merhamet duygusundan ayrılarak yapmak ise; mağduriyetlerin oluşmamasının en büyük teminatıdır. Herkesin kendi üzerine düşeni bu düstur çerçevesinde yapması bu mücadelenin başarısı için ilk unsurdur. FETÖ'nün sebep değil sonuç olduğu ve yapının ayrıntılı biçimde analiz edilmesi gerektiği açıktır. Manevi değerlere saldırmak için fırsat kollayanlar için de 15 Temmuz'un neden oluşturmasına izin verilmemelidir. 15 Temmuz ülkenin başta yöneticileri olmak üzere sosyal devlet anlayışının ihmal edilemez olduğunu tüm sorumluluk sahiplerine göstermiştir. Amacı 40 yılı aşkın bir süredir ilmik ilmik ördükleri hain senaryolarla halk ile devletin arasını açmak yabancı unsurlar ile işbirliği içinde zafiyet oluşturarak ülkemize diz çöktürmek isteyen bu yapı ile mücadelede üniversitelerin de üzerine önemli görevler düşmektedir. Bu bağlamda Ekrem Kızıltaş Haluk Alkan Atilla Yayla Doç. Dr. Mehmet Şahin ve Prof. Dr. Kudret Bülbül'ün panelist olarak kadıldığı 15 Temmuz Öncesi ve Sonrası Analizi Yaşananların Geleceğe Etkileri adıyla düzenlenen panelin kitaplaştırılması sonucu ortaya çıkmıştır.