Darbeler ile sık sık yüz yüze gelen Türkiye Cumhuriyeti atası Osmanlı'dan birçok şeyi miras olarak devralmıştır. Osmanlı'da ordu ile siyasi yönetimin mücadelesi ve yapılan darbelerle Cumhuriyet döneminde de sıkça karşılaşılmıştır. Osmanlı dönemindeki askerî müdahaleler ile Cumhuriyet dönemindekiler arasında şeklî bakımdan birçok benzerlik olsa da Türkiye Cumhuriyeti'ndeki askerî müdahaleleri farklı değerlendirmek gerekir. Özellikle 19. yüzyıldan itibaren dünyada ve Türkiye'de gelişen olayları büyük emperyal güçlerin politika ve faaliyetlerini incelemeden sağlıklı bir neticeye ulaşmak neredeyse imkânsızdır. Bununla beraber Türkiye'de gelişen olayları sadece dış güçlere bağlamak da doğru değildir. Haliyle iç ve dış tesirlerin beraber değerlendirilmesi doğru analizler yapmak için mühimdir. Türkler için ordunun ne anlama geldiğinin ve ordunun görev sorumluluk ve alışkanlıklarının bilinmesi de bu analizlerin daha sağlıklı yapılmasını sağlayacaktır. Bunun yanında ABD AB ülkeleri ve Rusya'nın Türkiye ile olan ilişkilerinin bu ülkelerin birbirleriyle olan rekabetlerinin daha da önemlisi Türkiye'nin bulunduğu bölgeyle alakalı olarak söz konusu ülkelerin politikalarının ve amaçlarına ulaşmak için kullandıkları araçların da iyi bilinmesi gerekir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde çok sık karşılaşılan askerî darbeler birçok araştırmaya konu olsa da darbelerle alakalı problemlerin çözümü için daha fazla ilmi çalışmaya ihtiyaç vardır. Uzun ve meşakkatli bir süreç neticesinde ortaya çıkan ve bu büyük problemin anlaşılmasına yardımcı olacak bu çalışmanın temel konusu "Türkiye'deki askerî darbelerin ABD basınına yansıması" olmakla birlikte çalışmada Cumhuriyet tarihimizin ilk askerî darbesi olan 27 Mayıs 1960 Darbesi ardından gelen 12 Mart 1971 Muhtırası 12 Eylül 1980 Darbesi 28 Şubat 1997 Postmodern Darbesi ve 27 Nisan 2007 E-Muhtırası incelenmiştir.