İnsan ne kadar çok dindarsa ne kadar daha çok tefekkür ehliyse ve ne kadar daha derin bir bilince sahipse işte o oranda da şehâdetin ferdin onu yaşayacağı onu hissedeceği ve onu şuur haline getireceği bir anlamı olur. Bundan dolayı da "Allah vardır ve birdir" bilgisi insanın hayatına ve varlığına daha fazla eşlik eder. Böylece insan bu ibarenin anlamı konusunda daha fazla bilinç sahibi olur onun gerekliliklerini daha ziyade hisseder ve onun gönüldeki etkisini daha çok idrak eder.
Böylece insan şehâdeti getirdiği zaman bu kavramın kapsamına giren şeyleri kast eder ve bunları bizzat içinde hisseder. Fakat bu tür bir şehâdet anlayışını sahiplenmeyen fert iç dünyayı aşamadığı ve dış dünyadaki talep ve yükümlülükleri de gerçekleştiremediği için bir türlü âcizlerin imanının seviyesini aşamaz.